Kâinat boşluk kabul etmediği gibi, insan ruhu da boşluk etmez. Asfalt bir yoldaki çukurların üzerinden geçen araçlara verdiği zarar, manevi çukurların insan ruhuna verdiği zararı ifade etmek için ancak sığ bir misal olabilir. Ruh onarımı için en etkili ve kolay erişimli çözümlerden bir tanesi de muhabbet olarak kabul edilmektedir. Tarihten günümüze süregelen zamanda insanlar, ruhlarını onarmak için çeşitli yollara başvurmuştur. Birçoğu inançlarını araç olarak kullanmış olsa da zihnini kullanan topluluklar da olmuştur. Bunun yanında müziğe, ritme ve bitkisel karışımlara kadar birçok kez bilimsel araştırmalara konu olmuştur. Ancak şundan eminiz ki insanlar, sınırlarını keşfetmeden ruhlarını onaramazlar.
Düzenli aralıklarla, belli kişilerle, belli şekilde tekrarlanan faaliyetler insan fıtratına iyi gelir. Hadis-i Şeriflerde az da olsa düzenli yapılan ibadetin çok fakat nadir yapılan ibadetten daha evla olduğu belirtilmiştir. Yalnız dinî yahut manevi anlamda değil; mesleki alanda, okul çalışmalarında, el becerilerinde ve sair her türlü işte düzenli tekrar işe yarar ve geliştirir. Sadece bu temel açıdan dahi değerlendirsek haftalık islam sohbet ortamlarının neden elzem olduğunu görebiliriz.
Bugünün dünyası bilhassa şehir insanları için yorucu, tüketici bir dünyadır. Haftada bir kez bu tüketici dünyadan uzaklaşıp hayatın kendinden menkul kıymeti olan yönlerini görebilmek hangi insana iyi gelmez.
Günümüzün fitneye, yanlış anlamalara, çarpık yorumlara maalesef son derece açık olan sosyal ortamlarında anlık konuşma ve bir şeyler anlatmak çetrefilli bir iş olarak karşımıza çıkar. Bir sohbet yerinin hem anlatana hem dinleyene iyi gelmesi için birkaç şartın bir arada bulunması gereklidir. İlk ve en önemli şart şüphesiz ki söyleşinin beslendiği kaynaktır.
Muhabbetin Kur’an-ı Kerim ve Hadis-i Şerif kaynaklarından uzaklaşmaması lazımdır. İşin ehli olmayan, gerekli tahsili yahut seyr-i süluku tamamlamamış sözde hocaların, şeyhlerin, ve sair karışık fikirli kimselerin dilinden, kaleminden, fikrinden hasıl olan söyleşi; sözünü ettiğimiz İslami sohbet değildir. Bu nokta dinleyicinin özellikle dikkat etmesi gereken çok önemli bir noktadır.
Anlatıcının saydığımız şartlara uygun bir konuşma hazırlama çabası içinde olduğunu düşünerek diyebiliriz ki; iletişimin en önemli özelliği konu hakkında sahih kaynaklardan doğru bilgiyi eksiksiz-fazlasız bir mahiyette dinleyiciye aktarmaktır.
Konuşmayı hazırlayan kişinin birkaç hususun farkında olması gerekir. Çıkış noktası Hak rızası olmak şartı ile:
Bu sorunun cevabını cinsiyet, yaş, meslek grubu, eğitim durumu, kültürel arka plan, beklenti ve sair kriterleri hesap ederek vermesi gereken kişi, anlatıcıdır. Şüphesiz ki mahalle teyzelerine anlatılacak konu ile mühendislik talebelerine anlatılacak konunun içeriği farklı olacaktır. Yeni Müslüman olmuş kimselere söylenecek şeylerin cemaat müdavimi amcalara söylenmeyeceği de aşikârdır. Bu farkındalık anlatıcının işidir.
Karşılıklı konuşma süresi tıpkı okuldaki ders süreleri gibi düşünülmelidir. Uzun muhabbetler dinleyiciyi yorar. Standart dikkat aralığının 40-50 dakika olabildiği düşünülerek hareket edilmelidir.
Söyleşi yaparken kullanılacak materyal de dinleyiciye göre değişecektir. Her konuşmada sabit olan iki kaynak, daha önce de belirttiğimiz gibi, Kur’an-ı Kerim ve Hadis-i Şeriflerdir. Bunun dışında meşruiyeti su götürmeyen büyük alimlerden konuyla ilgili misaller ya da açıklamalar dahil edilebilir.
Bir yanıt yazın